İstanbul Sanayi Odası (İSO) 17. Grup Dış Giyim Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, komitenin 2025 yılının ilk altı ayına ilişkin hazırladığı sektör analizini kamuoyuyla paylaştı.
Sektördeki daralmanın ulaştığı boyutları çarpıcı verilerle ortaya koyan Orakçıoğlu, sadece yılın ilk yarısında İSO’ya kayıtlı 168 üst segment dış giyim firmasının kapandığını ve bu kapanışların 7 bin 735 kişilik istihdam kaybına neden olduğunu açıkladı.
Yeni kurulan firma sayısının ise yalnızca 33 olduğunu belirten Orakçıoğlu, bu firmaların toplamda yalnızca 513 kişilik yeni istihdam sağladığını vurguladı. “Bu tablo, sektörün mevcut durumunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor” diyen Orakçıoğlu, kapanan firmaların büyük çoğunluğunun kayıtlı, kurumsal ve yüksek segmentte üretim yapan markalar olduğuna dikkat çekti. “Bu rakamlara iç giyim, triko ve çorap sektörü dahil değil. Sadece dış giyimde tablo bu kadar vahimse, genel manzara çok daha karanlık olabilir.”
“Kısa Çalışma Ödeneği Yeniden Devreye Alınmalı”
Pandemi döneminde uygulamaya konan kısa çalışma ödeneğinin (KÇÖ) hazır giyim sektörü için hayati bir destek mekanizması olduğunu hatırlatan Orakçıoğlu, bu uygulamanın yeniden gündeme alınması gerektiğini savundu. Tekstil, hazır giyim, deri-ayakkabı ve mobilya gibi yoğun emek gerektiren sektörler için KÇÖ’nün en az bir yıl boyunca uygulanmasının şart olduğunu belirten Orakçıoğlu, “Makro düzeyde etkisi sınırlı olabilir ama mikro ölçekte firmalar için ciddi bir can suyu olacak” dedi.
Sektördeki kayıt dışı üretimin ciddi boyutlara ulaştığını da ifade eden Orakçıoğlu, dış giyim özelinde kayıt dışılık oranının yüzde 44’e kadar çıktığını söyledi. Bu durumun istihdamı doğrudan etkilediğini vurgulayan Orakçıoğlu, “Kayıt dışılığa çözüm bulunmadıkça, istihdamdaki daralma hız kesmeden devam edecek. 1,2 milyon olan toplam istihdam 900 bine düşmüş durumda” dedi.
Yerli Katma Değerin Artısı Desteklenmeli
Hazır giyim sektörünün yüzde 80 oranında yerli katma değerle üretim yaptığını hatırlatan Orakçıoğlu, mevcut teşvik sisteminin adaletsiz olduğunu savundu. “Döviz kazandırıcı faaliyetlere yüzde 3 oranında destek veriliyor. Ancak bu destek, yerli katma değer oranı yüzde 20 olanla yüzde 80 olan firmalara eşit şekilde uygulanıyor. Bu, adil değil” diyerek, yüksek yerli katma değer üreten firmalar için ayrıcalıklı teşviklerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. “Bu analiz çok kolay yapılabilir. Sadece irade göstermek gerekiyor. Aksi halde yüksek katma değerli üretici cezalandırılmış oluyor.”
— Süleyman Orakçıoğlu
İnovatif Yatırımlara ve Markalara Sektör Ayrımı Yapılmadan Destek Verilmeli
Tüm zorluklara rağmen sektörde nitelikli yatırımların ve marka girişimlerinin sürdüğünü belirten Orakçıoğlu, bu tür girişimlerin desteklenmesinin kritik olduğunu vurguladı. Sektör ayrımı yapılmaksızın inovatif projelere destek sağlanması gerektiğinin altını çizen Orakçıoğlu, “Markalarımızın yaptığı çok önemli girişimler var. Bu yatırımların desteklenmesi sektörün geleceği açısından hayati önemde. Aksi takdirde, bazı sektörler üvey evlat muamelesi görüyor” diye konuştu.
“Biz Kilo Başına 133 Euro’luk İhracat Yapıyoruz”
Hazır giyim sektörünün Türkiye ekonomisi için stratejik önem taşıdığını dile getiren Orakçıoğlu, uluslararası rekabette sektörün güçlü bir konuma sahip olduğunu belirtti. Giresun’daki üretim tesislerinden yapılan ihracatı örnek gösteren Orakçıoğlu, “Biz kilogram başına 133 Euro’dan ihracat yapıyoruz. Almanya’dan ithal edilen Mercedes’in kilogramı ise 43 Euro. Bu rakamlar ortadayken, hazır giyim sektörünü küçümsemek büyük bir hata olur” dedi. “Ya bu birikimi yok sayacağız, ya da üzerine koyarak ilerleyeceğiz. Bir tercih yapılması gerekiyor.”